Pages

Sunday, April 29, 2012

Safe Area Gorazde by Joe Sacco

        Nerde bir savaş hali varsa ardına baktığınızda benzer sebepleri görürüz. Kompleksli bir diktatör, korkutulmuş veya istismar edilmiş bir millet ve bu iki etmenin cinnetini kusabileceği mağdurlar. Bu tarihteki tüm soykırımlar, veya adı her ne savaşı olursa olsun hepsi için geçerli. Eğer mağdur kendini savunabilecek durumdaysa pazarlık şansı da olur, iki taraf da bir yerde kan görmekten, sevdiklerini kaybetmekten bitap düşer ve kıyım bir sonraki cinnet haline kadar ertelenir. Ancak Bosna' da olduğu gibi mağdurun kendini savunacak ve pazarlık edecek durumu olmadığında, savaşı bitirmek sadece Sırpların insafına kalır ve 1990'lı yıllar insaf ve merhametin en son aranacak yerin Sırbistan olduğunu herkese kanıtlamıştır.

Sırbistan'daki vahşetin derecesi insan aklının alabileceğinin ötesinde, çünkü bu vahşetin gerçek anlamıyla limiti yok. Aklınıza kabuslarınızı zorlayacak işkenceleri getirin, Sırbistan'da Çetniklerin öldürme biçimleriyle boy ölçüşemezler.  Detaylara girip öldürme ve işkence biçimlerinin yarattığı korkunç kramp etkisinin, Joe Sacco'nun çizgi romanının değerini gölgelemesini istemiyorum. Çünkü bu roman gerçek, çünkü bu roman bundan yalnızca 17 yıl önce Avrupa'nın merkezinde yıllarca gözardı edilmiş gerçekleri anlatıyor. Tüm komşularını, arkadaşlarını, kardeşlerini kaybedenlerin acı dolu hatıralarına onların gözünden şahitlik etmemizi sağlıyor. İnanın "Safe Area Gorazde", tek bir sahnesini bile yaşasak, bir daha eski biz olamayacağımız anların birleştiği bir hatırat..


Safe Area Goražde'yi okurken bulunduğunuz tarih ve yerden ayrılıp bir an için olayların tam ortasına gidiyorsunuz ve çizgi romanı birkaç kez elinizden bırakıp hava almadan kaldığınız yere geri dönemiyorsunuz. Bunda Joe Sacco'nun anlatım biçimim büyük etkisi var. Sacco, çizgi romanında hikayesini muhabir üslubuyla anlatıyor. Savaş sırasında bizzat orada bulunuyor, notlar alıyor, sağ kalanlarla konuşuyor ve bizzat konvoylarda ölüm tehlikesini yaşıyor. Kendini tüm olup bitenlerin tam ortasına koyup herşeyi karakterlerin kendi ağzından dinliyor.

Joe Sacco'nun en az Safe Area Gorazde kadar ses ve ödül getiren Palestine'ini de okumadan anlatım biçimi ve artistik yanı üzerine yorum yapmayacağım.  Size o vakte dek bir yerlerden edinip bu çizgi romanı okumanızı öneriyorum. Bu dünyada bizim kadar haketseler bile huzuru, mutluluğu, saklanacak güvenli yeri bulamayan insanlar hep oldu, ve hep de olacak. Belki bir dahaki sefere iş işten geçmeden yapabileceğimiz birşeyler olur.








Sunday, February 12, 2012

Saklı Dükkan Hikayeleri

               



                DOTA sever, çizgi-roman sever herkesi bir yerlerden yakalayacak olan Are We Heroes Yet?" artık Türkçe. Keyfini çıkartın! Quirt ve Sithil isimli iki haydutun gözünden DOTA dünyasını keşfedip, çizer Jim Murray ve yazar Marc Laidlaw' ı biraz daha yakından tanıyın. Buyrun bu da linki: Nihayet_Kahramanmiyiz.cbr
--------------------
               The Turkish Translation of Are We Heroes Yet?" is finally completed. The process was fun, though much more time consuming then expected.






Saturday, February 11, 2012

The Art of Jim Murray

         Çay bardağından sıcak dumanlar tüter ve hamur haline gelmiş bisküvi parçaları diş aralarını balçık gibi kaplamışken yapılacak iyi birşey varsa onun Jim Murray hakkında biraz daha yazmak olduğuna inanılır. Kendisi ne yer ne içer? Bunlar benim ilgimi çekmiyor. Ama rivayete göre, bilhassa akrilik ile çizerken masasında cips bulundururmuş.
One of Jim Murray's
favourite Magic Card illustrations
Adamımımz Jim Murray'in çizimle ilişkisi babasına dayanmakla birlikte profesyonel kariyeri İngiliz 2000AD çizgi roman antolojilerine girmesiyle başlıyor. 2000 AD pek çok ünlü çizgi romancının daha büyük Amerikan şirketlerine geçişi için basamak görevi görmüş, ki aynı talih Jim Murray'i de pas geçmemiş. Kariyerinin nerdeyse tamamını Magic: The Gathering ilüstrasyonlarına adayan Murray, 2003'den itibaren Kanada'ya yerleşmiş ve oyun stüdyolarında konsept artist pozisyonunda çalışmaya başlamış.
Bildiğimiz gibi son zamanları da Valve ekibinin bir parçası olarak Dota 2' ye Are We Heroes Yet?" isimli çizgi romanı hazırlamakla geçmiş. Ne kadar vakitlerini aldı bilmiyorum, ancak ince işçiliği ve detayları değerlendirince bu 49 sayfanın 1 yıldan az sürmüş olmasına ihtimal veremiyorum. Ancak Valve çatısı altında çalışan tek çizgi romancının Jim Murray olmadığını biliyoruz. Bu işin bir ekip çalışması olması, çizim, mürekkepleme, boyama ve flattening (boyamayı kolaylaştırmak ve hızlandırmak için çizimin katmanlara ayrıştırılması yöntemi) görevlerini ayrı kişilerin üstleniyor olması da mümkün.

Self portrait of Jim Murray
          Valve' in çizgi romancıları bünyesine alma hikayesi birkaç yıl öncesine dayanıyor. Bunun sebebi tek başına çizgi romanı yaratmak değil. Çizgi romancıların hikaye ve dünya yaratma konusunda büyük ustalar oldukları kesin ve Valve bu yeteneklerinden istifade etmek istiyor. Valve büyük ölçekli oyun şirketlerinden beklenmeyecek derecede inovatif bir oyun şirketi. Hatta bu konuda en iyisi olduğunu söyleyebilirim. Team Fortress' ta bilindik multiplayer takım çarpışması sisteminde kişilere özel görevler getirmesi, Portal ile bilindik First Person Shooter kavramını alt üst edip ondan harika bir puzzle yaratıp yılın en iyi oyunu ödüllerini toplaması bunun kanıtı. Bildiğiniz gibi bağımsız oyun üreticileri bu konuda çok daha özgürler, kendilerini kanıtlamak için risk almaları zaten zaruri. Neyse, belki bu konuyu da başka zaman detaylıca konuşuruz.
          Jim Murray çizimlerinde fantastik dünya öğelerini çizmeyi tercih edişini vahşi bir hayalgücüne sahip olmasına bağlıyor. Çocukluğundan beri sahip olduğu arkadaş çevresinin bu işlerle uğraşıyor olması, gençliğini Magic oyunlarına adamış olması bunda epey etkiliymiş. Bir röportajında bu durumu şöyle açıklıyor. "Gençliğimde epey vaktimi Magic oyunlarına harcadım, ancak beni asıl cezbeden şey hep bu dünyaları tasarlama fikriydi". Durum gösteriyor ki bu çocuğun hayalleri çoktan gerçek oldu ve milyonlarca insanın oyun dünyası artık onun ellerinde şekilleniyor.
 
    Kişisel zevkimi sorarsanız, Jim Murray'in Magic ilüstrasyonları beni o kadar da baştan çıkartmıyor. Beni etkileyen şey Valve ekibiyle girdiği sinerjinin onu ne hale getirmiş olduğu. Doğru zamanda doğru yerde doğru kişiler bir araya geldiğinde ortaya çıkacak şeyden korkun Bu sözü her söyleyişimde aklıma ilk olarak Conan The Barbarian filmi gelir. Arnold gibi bir adamdan 20. yüzyılın sanat eserinin çıkmasını başka türlü açıklayamazsınız. Jim Murray ve Valve için de aynı şey geçerli ve umarım bu sinerji gelecekte daha güzel meyveler de verir.
Yukarıda gördüğünüz video Jim Murray' in çalışmasını hazırlarken izlediği yolu adım adım gösteriyor.
----------------------------------
            I decided to add some more information about Jim Murray, the great artist who created most of the well known Magic: The Gathering illustrations. It seems that Jim Murray's art career has started under his father's influence. And his professional career has started when he entered the 2000AD comic book antologies. The place where Britain based artists use as a step stone for the American comic industry.
            For a long time, he kept illustrating Magic Cards. Then he moved to Kanada, and started to work for a game company as a concept artist around 2002-2003. And it came to the point where he joined the Valve creative team, so he could work in the process of creating the lore of  DOTA 2. The comic novel DOTA 2 is a perfect start, I hope there will be more of it. I am still not satisfied with the story as much as the art, but that might change in the future.
           The thing is, I can't even imagine how much time he needed to put so much detail to achieve the top-quality of  Are We Heroes Yet. Must be more then a year I assume. Who knows, he is not the only artist in the Valve team and this might be the collaborative work of the artists by seperating the tasks of painting, flattening, inking,etc.

           Even though I like his old magic illustrations, the work he has done for Valve Team, undoubtedly is his best so far. I hope to see more of his fantastic art!






   

Friday, February 10, 2012

Are We Heroes Yet?"

         Dota isimli oyunu duydunuz mu bilmem. Uzun ismiyle "Defence of the Ancients" Warcraft 3 editörü kullanılarak, bizzat kullanıcılar tarafından oyunun kendi motoru üzerinden üretilmiş bir mod. Ancak başarısı Blizzard desteğini arkasında bulunduran Warcraft 3' ü kısa sürede gölgede bıraktı. Oyun severler tarafından nerdeyse 9 yıldır aralıksız oynanıyor ve geliştiriliyor. Şüphesiz bunda oyunun 2000'li yılların sistemlerine göre hazırlanmış, dolayısıyla geniş bir kitlece bilgisayarları yormadan çalıştırılabilir olmasının payı var. Ama durumu bu şekilde basite indirgemek olmaz. Oyunun on kişi ile oynanması, takım bazlı bir strateji oyunu olması ve stratejiyi de insanı yormayan ve bıktırmayan tek kişilik bir aksiyon mantığı üzerinden uygulaması başarının temel sırrı. Oyuncular bunu seviyor, bağımlı hale geliyorlar, yoksa futbol denen şeyin yüzyıllardır sıkmamış olmasını nasıl açıklardık?
          Neyse, bir animatörün blogundasınız ve konumuz Dota oyunun oynanış biçimi değil. Konu oyunun sanatla ilişkisi. Bilmiyorsanız söyleyeyim, DOTA'nın hakları yakın geçmişte oyun dünyasının en yenilikçi firması "Valve" a geçti ve Valve ondan 2012'nin sistemlerinin tüm avantajlarını kullanan yeni bir şaheser çıkartmak üzere. Valve belli ki Dota 2'den oldukça umutlu, çünkü yakın zamanda 1.600.000$  ödülü oyunun BETA'sı üstünden bir turnuva ile dağıttı. Aslına bakarsanız akıllıca bir reklam stratejisi, çünkü DOTA'nın gösterişli efektler ile süper sinematiklere sahip diğer oyunlara karşı bilindik reklam stratejileriyle bir avantaj elde etmesi zor. Bunun yerine olası reklam giderleriyle herkesin konuşacağı bir turnuva finanse edip dikkatleri çekmek daha zekice. Ki bunu da başardılar. Yakın arkadaşlarıla birlikte favori takımlarımızı seçip (benimki Na'vi idi) Dünya Kupası izler gibi turnuva izledik. Üstelik hiçbirimizin Dota'ya öyle abartılacak bir düşkünlüğü yokken. Gelecekte spor ve olimpiyat anlayışının yeniden biçimleneceğini öngörmek zor değil.

     
    Sanat kısmına halen gelmediğimi farkettim, geliyorum. Uzun zamandan beri terkettiğim çizgi roman okuma alışkanlığım son aylarda Yiğit isimli arkadaşımın blogu ve sohbetlerimiz üzerinden sıkı tavsiyeleriyle yeniden canlandı. Halen iyi bir okur olduğumu söyleyemem, bu konuda gerçekten görselliğe çok takılıyorum. Biliyorum sırf bu sebepten hayatta kaçırdığım sayısız fırsat var. (sadece çizgi romandan bahsetmiyorum, estetik ve güzelliğe takıntım gerçekten hastalık derecesinde) Neyse, Valve firmasının Dota 2'yi tanıtma stratejilerinden bir tanesi de oyuna bir hikaye yaratıp onu çizgi romanlaştırmak oldu.   Bu kısımda da Jim Murray' e başvurdular. Jim Murray yaklaşık 17 yıldır profesyonel ilüstrasyon dünyasının içinde, kariyerinin büyük kısmını magic card tasarımıyla geçirmiş bir çizer. Tasarımlarında genellikle dijital işlerden kaçınmasına rağmen çoğunlukla zaman baskısı altında olduğundan çizimlerini bilgisayarda tamamlamak zorunda kalıyor. 
Are We Heroes Yet: Türkçe haliyle
çok yakında burada.

           Ama inanın dert değil. Dota 2 oyununa bir dünya yaratılması gayesinin ilk meyvelerinden "Are We Heroes Yet" i türkçeleştirirken, Jim Murray bu gerçekçi tablo etkisini nasıl vermiş olabilir diye defalarca detaylara daldım gittim. Abartmıyorum, Juanjo Guarnido'nun  meşhur "Black Sad" inden beri bir çizgi romanda bu kadar güzel işçiliğe rastlamadım. Her ne kadar Guarnido' nun desen kalemi, figürleri dinamik açıdan yanına yaklaşılamaz olsa da, Jim Murray de her bir karesine ve detaylarına ilüstrasyon derecesinde özenmiş olmasıyla gönlümü fethetti. Çizer hakkında daha fazla yazmak isterdim ancak herşey gibi yazının da kısası makbuldür, belki başka sefere. Zaten gerisini çizgi romana göz attığınızda kendiniz değerlendirirsiniz. Hah hikaye mi? Eh onun çok çekici bir yanı olmadığını itiraf etmeliyim.
Ama bunu da bitmiş işe hikaye uydurmanın ceremesi diye düşünün.



----------------------
               You must have heard about Defence of the Ancients (DOTA). It's a user edited mod using the old Warcraft 3 engine. But by a surprise it became more popular than the game itself. The game is being played for almost 9 years and it still is being played by a variety of players, thanks to the creators who updated it quite often with new characters and artifacts. The fact that the game became so popular might also be the result of low system requirements. And now it's time to benefit from the latest hardwares to create powerful visual FX, which the game lacked for a decade.
                 Anyway, i am not going to talk about the game itself, rather than that i want to talk about the fantastic art of it. Since Valve, one of the most innovative game companies owned the rights of DOTA 2, they decided to create a comic about the game. So it will let people to understand the lore of the game, and possibly get them more attracted to it. Well Valve cooparated with Jim Murray, the great Magic Cards illustrator to create the 49 pages comic novel of the game. If you haven't had a look yet, Oh! how great the illustrations are. When i saw the hight quality textures, the details, the masterpiece like panels, my jaw hit the floor.  The last time i had that kind of effect, was when i saw Guarnido's Black Sad. Even though i like the quality of art this much, i can't say the story had the same effect on me. But i assume that to deform a finished story without breaking the old one, must be pretty hard compared to creating a new and fresh one. That must be the only reason the story isn't as effective as the art.
Anyway, Turkish translation of  Are We Heroes Yet,  is almost completed after 4 days of serious work, and i am sure it's going to be the most delicious eye-candy that the local gamers ever had.